Geri
abd-i âciz : âciz, güçsüz kul anlamında, tevazu ifadesi olarak kullanılan söz
arîza : isteklerini arz etme, dile getirme
bâriz : açık, âşikâr
binaen : dayanarak
emel : arzu, istek
eser-i pürnur : nurla dolu eser
fakir : muhtaç anlamında, tevazu ifadesi olarak “ben” yerine kullanan söz
ferâgat etmek : hakkından vazgeçmek
fevkalâde : olağanüstü
fevkinde : üstünde
fıkra : kısa yazı
gayet : çok
hafî : gizli
hakaik : hakikatler, gerçekler
hakikat : gerçek, esas
hat : yazı
hâvi : içine alan
hikmet : sır, incelik; fayda, gaye
hitaben : hitap ederek
ibâdât : ibadetler
ihsan buyurulmak : bağışlanmak, verilmek
ihtiva etmek : içermek
inayetkâr : iyilik ve yardımda bulunan
is’âf edilmek : yardımına koşulmak; birisinin yardım isteğini yerine getirmek
istinsah etme : yazarak çoğaltma
kemâl-i fahir ve sürur : tam bir iftihar ve mutluluk
kudsiyet : kusur ve noksandan uzak oluş, kutsallık
külliyat-ı Nur : Risale-i Nur
levha-i mânevî : mânevî tablo
lütufkâr : lûtfeden, iyilik ve bağışta bulunan
mânen : mânevî olarak
mebhus-u anha : sözü geçmiş, bahsedilen şey
mübeşşir : müjdeleyici
müştak : arzulu, istekli
nâmütenâhi : sonsuz
nazirsiz : benzersiz
niyaz : istek
Nurlar : Risale-i Nur
nükte : ince ve derin anlam
Ramazan-ı Şerif : mübarek Ramazan ayı
Ramazaniye : Yirmi Dokuzuncu Mektup’ta yer alan Ramazan’a dair olan bölüm
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sarih : açık
sıyâm : oruçlar
şehr-i rahmet ve mağfiret : İlâhî şefkat, merhamet ve bağışlanma ayı; Ramazan ayı
takdim etme : sunma
tashih : düzeltme
tevafuk : uygunluk, denk gelme
Üstad-ı Azîz : çok değerli Üstad
vasıta-i irsal : gönderme aracı
Geri